16 Şubat 2010 Salı

aşkın formülü

eheheuehue. Evreka ehueheuhe

herkesin aradığı formülü hiç kimsenin izlemediği, yorum yapmadığı hatta okumadığı bir blogta yazmak ne kadar acı verici bilemezsiniz. belki de aşkın formülü yüz yıllar öncesinde açıklanmıştı da kimse okumadan heba olup gitmişti.

sen bu yazıyı okuyorsan şanslı azınlıktansın demektir. kopyala yapıştır deyip forward etmende bir sakınca yok. yalnız bir yere blogun adresini de eklersen sevinirim. o kadar.

formül için sabırsızlandığını biliyorum. Sabırsızlık iyidir. Sabır da iyidir. Ama hepsi kararında güzel. Düşünsene bu formül ilk insandan beri bilinseydi neler olurdu ya da olmazdı mı demeliydim. Ben söyleyeyim romeo ve jüliet, ferhat ile şirin, kerem ile aslı, leyla ile mecnun olmazdı. Madam bovary ile Dr. Jivago olabilirdi belki bilemiyorum. Ama şu var ki sabırsızlık etmekte haksızsın.

Bu formül için insanlığın milyonlarca yıl trilyonlarca can harcaması gerekti. Nerden düştüm ben bu aşka diye bokunu yemiş karga gibi düşünülen zamanları saymıyorum bile. Üstelik ben neler çektim haberin yok. Kaç kere aşık oldum kaç kere olundum işin garibi aşık olunca da aşık olununca da üzüldüm. Aşık olunca kendi adıma, olununca karşımdaki adına. Kaç şiir yazıp kaç paket sigara içtim hesabı yok. Kaç tane aşk tanımı okudumsa beğenmedim. Dur kaçma.

Bu kadar ağırdan satıyorum ya sanma ki formülü buldum bulalı çok mutluyum. Kafam karışık, huzursuzum. Benim ideamla bulduğum şey örtüşmüyor hatta taban tabana zıtlar. Olmamalıydı böyle diyorum ama belki de ben böyle olmamalıydım. Her neyse kıymetli okuyucu madem bu kadar meraklısın hadi bakalım girişelim işe.

Bu formülde iki değişken var. birincisi ilk kişinin menfaati ikincisi ikinci kişinin. İlk kişinin menfaatine x diyelim ikinci kişinin menfaatine de y. ve ilk kişi aşık olan olsun, a diyelim, ikinci kişi de maşuk olsun b diyelim. Öyleyse değişkenlerimizi ax ve by olarak yazabiliriz. Senin de gördüğün gibi değişkenlerimizin birbirleriyle alakaları yok. Ama sıkma canını aşk da öyle bir şey zaten. Hani bazı insanlar duyarsın biz bir elmanın iki yarısı gibiyiz derler, birbirlerini tamamladıklarından dem vururlar. İşte o kişiler ax+by=1 eşitliğini sağlayan kişilerdir. Ki mevcut veriler ışığında ideal aşk budur.

a kişisi tatmin edilmeyen bazı isteklerinin farkına varır ve aşık olmaya karar verir. (Bu kararı “bugün de güneş pek güzelmiş bari aşık olayım” şeklinde düşünen eblehlere kafam girsin.) yukarıda x olarak ifade ettiğimiz karar verici kişinin menfaati o kişinin karakterine göre pek çok değişkenin bir fonksiyonudur. Örnek vermek gerekirse maddi tatmin ($), manevi tatmin (mt), gelecekten beklentiler (gb), hayal gücü (hg), inançlar (i) vs. yani:
x=f($, mt, gb, hg, i, ….....)

bu fonksiyondaki değişkenlerin birebir b kişisiyle ilişkili olduklarını vurgulamama gerek yok sanırım. Şöyle ki; maddi tatmin dediğimiz olayın büyük kısmı b kişisinin fiziki yapısıyla alakalı. Bilmem anlatabildim mi?

Aynı olayın maşuk kısmına bakacak olursak vaziyet şöyle. Bir a kişisi var ve ondan hoşlanıyor. Hemen çarklar çalışıyor ve şöyle bir değerlendirme yapılıyor.
y=f($,mt,gb,hg,i.......) ne sanmıştın?
Olayın özü şu: eğer;
ax>by=> b kişisi faydasını maksimize etmek amacıyla bu ilişkiye yanaşmıyor ki bu durumda tek taraflı aşk oluyor.
ax=by=> olay tamimiyle b kişisinin alternatiflerine kalıyor. Daha iyi bir alternatifi olduğu sürece o iş yaş.
ax a kişisi aptaldır ki aptalların matematiği olmaz. Ama o aptallıkla mutlu olması zor.

Velhasılı kelam aşk matematik değildir. Ama sen farkında olmadan bir sürü his, tecrübe, beklenti vs. senin aşık olmanı ve olacağın kişiyi büyük oranda etkiler. Aynı şekilde aşkının kabul görmesi de karşı tarafın benzer etkenlerine bağlı.
Dersen ki “ağa sikerim ben böyle aşkın ızdırabını” ben de derim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder