17 Ocak 2010 Pazar

sen gittin ya

yarım kaldı her şey.

ben küçücük ufacık bi çocukken top oynamış acıkmışken uyuyakalırdım. o uyuyakalmalarda rüyalar da görürdüm. çeşit çeşit, manasız bi sürü rüya. sık sık da bi yerlerden düştüğümü hatırlıyorum. yüksek bi yerden tam gaz yere doğru çakılıp ölecekken fırlayarak uyanır sağımı solumu yoklardım hala tek parça mıyım diye. rahmetli annem su iç derdi. içerdim.
sen gittin ya. ben yere çakılmadım. zaten rüya da görmüyorum epeydir. asılı kaldım. annem de yok su iç diyecek.

hayal kurmayı da o rüyalardan hemen sonra bırakmıştım ben. neydi ki. hiç olmayacak şeylerin tasasını gütmek. sanırdım ki hayal kurmak çocukluğa mahsus. şimdi anlıyorum ki ben hala çocukmuşum. mutlu sonla biten hikayeler dinleyen, onlara inanan bir çocuk.

sen gittin ya, giderken mutlu sonla biten hikayelerimi de aldın götürdün. rengarenk misketlerim, boyaları kırmızıya çalan üç tekerlekli bisikletim. sahip olmanın manasını ilk o bisiklette anlamıştım. sen giderken ben çocukluğuma bile sahip olamadığımı anladım.

şiir yazasım var.

hep kıskandım "hatırlat da haziran ın sonlarına doğru çocukluğumu yakalım" diyen şairi. sana söyleyemediğim duygular sözcüklere dönüşse, o sözcükler birbirleriyle sevişse, bir yayın evi bir kitap çıkartsa bu enkazdan biri sana o kitabı hediye etse, okusan, ağlasan, anlasan.

biliyor musun sen giderken ben ağlıyordum. karanlıktı belki gözyaşlarıma çarpacak ışıklar yoktu. göremezdin. ama biliyor musun ezgi? sen ağlasan ben koklardım gözyaşını. onların tuzunu dilimde hissederdim o günkü gibi. duyardım yanağından süzülürken çağlayışlarını.

yo hayır.

sen de giderken bana dair bir şey götürmek istemedin. eminim.
ama arsız çocukluğum takıldı peşine. eskiden de takılırdı sevdiklerinin ardına. şimdi sana desem
ki çocukluğum sana emanet iyi bak o na. bakar mısın? çocukluğumu kötü biten hikayelerden
korur musun?

haziran ın sonlarına doğru hatırlat da o çocuk gelsin bana. rüya göreyim yeniden. düşeyim asılı
kaldığım yerden. ne olacaksa olsun artık. ya o çocuk çakılsın ki nasılsa o na su iç diyecek de yok.
ya da adam olsun da ağlamasın.